18 Ağustos 2016 Perşembe

AKYAKA

Özet

Tarih: Eylül 2015
Amaç: Tatil
Favori Faaliyet: Azmak’ta tekne yolculuğu
Favori Görülecek Yer: Azmak
Favori Gidilecek Mekan: Olta Restaurant

Muğla’da Gökova Körfezinde bulunuyor Akyaka. Tavsiye üzerine gitmeye karar veriyoruz biz de. Yaptığımız arayış sonunda gözümüze kestirdiğimiz Big Blue’dan oda kahvaltı tek gecelik rezervasyon yaptırıp gidiyoruz.  Mekanın konumu, odanın temizliği, yeni ve modern mobilyaları beklentimizin üstünde.

Akyaka’ya vardığımızda akşam olmak üzere. Azmak nehrine ayırıyoruz günden geri kalanı. Ufak tekneler üç beş yolcuyu bulunca çalıştırıyorlar motoru. Denizden nehire geçiyoruz. Nehir suyu berrak, koca koca balıkları seyrediyoruz. Nehrin iki yanı yemyeşil, içi de öyle. Yosunlardan bir orman uzanıyor altımızda.
Azmak

Restaurantların olduğu bölge tekneler için durak. İniyoruz. İnsanlar suya ayaklarını sokuyor, yüzen bir çifte hayretle bakıyor herkes. Su inanılmaz soğuk. Nehir kıyısında sıra sıra balık restaurantları var, yer bulmak hele de nehir kıyısında olsun derseniz şansınıza kalmış. Olta Restaurantta buluyoruz biz böyle bir yer. Mezeleri çok lezzetli. Ortası deniz mahsulüyle doldurulmuş mantar bir harika. Kaya koruğu denen bir çeşit ottan bir meze tadıyoruz ki o günden sonra her yerde onu arar olduk. Barbun ve kalamardan da hoşnutuz. Etrafımızda yüzen ördeklerle birlikte yemeğimizi yerken güneşi de batırıyoruz.

Azmak


Yemeğin arkasından şeftalili, krepli ve helvalı çok lezzetli değişik bir tatlı servis ediliyor. 200 TL civarında bir hesap ödediğimiz mekandan memnun ayrılıyoruz.

Dönüşte yürüyoruz, yaklaşık 20 dakikada sürüyor. Yol boyunca Akyaka’nın şirin beyaz evlerinin tadını çıkarıyoruz. Çarşı hareketlenmiş bu saatlerde.

Ertesi sabah Big Blue’da sunulan kahvaltı da beklentimizi karşılıyor. Bir gece daha kalmak istiyor ancak yer bulamıyoruz. Yönlendirdikleri Erdem Otele geçiyoruz biz de. Big Blue’dan sonra standardımız epeyce düşüyor.

Akyaka’nın denizi bizi çok şaşırtıyor. Metrelerce sadece dizlerimize geliyor deniz ve üzerinde nehirden karışan bir karış soğuk su var ki alışmak mümkün değil. Yakındaki koylara gitmeye karar veriyoruz. Önce yarım saat kadar bir mesafede Akbük’e, sonra yine yaklaşık yarım saat uzaklıkta olan Ören’e uğruyoruz. Akbük’ü pek sevmiyoruz, ancak Ören’in küçük, şirin plajı ve denizi bizi bir hayli mutlu ediyor.

Akbük

Akşama tekrar Akyaka’ya dönüyoruz. Konyalı Gözlemeci ve Tostçu meşhur yerlerindenmiş, araya sora bulup gözlemelerini tadıyoruz. Lezzetli ancak sıradan.


Ertesi sabah Erdem Otel’de kahvaltı etmek istemiyoruz, zira aklımız Azmak’ta kaldı. Olive Farm’ın mağazasına gidip zeytin ve zeytinyağı alışverişi yapıyoruz. Organik sertifakalı ürünler güzel, ancak biraz pahalı. Azmak kıyısındaki mağazanın bahçesinde kahvaltı servisi de yapılıyor. Burada çok iddialı olmasa da güzel bir kahvaltının ardından, nehrin içine koydukları masada ayaklarımız suda birer çay daha içip Azmak’ı görmüş olmaktan memnun bir şekilde Akyaka’dan ayrılıyoruz. 
               
                                                                                                                    M & A 04/09/2015

2 yorum:

  1. Bu yazınızdan sonra Akyaka yı oldukça merak ettim. Eğer ki tatile çıkabilirsem mutlaka ilk oraya gideceğim. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Sevgili yazarlar bu yazınızı çok beğendim fakat sizden bir ricam olacak. Mümkünse bizim keşfedilmemiş kiraz cennetimiz Eldivan'ı da yazar mısınız?

    YanıtlaSil